Türkiye MDF Üretimi

MDF üretiminde Avrupa’da 1. sırada dünya’da ise 3. sıradayız. Yonga Levhada ise Avrupa’da 3. Dünyada ise 5. sıradayız. Başta mobilya sektörü olmak üzere inşaat sektörü ile de doğrudan bağlantılı olan bu alt sanayi dalımız (Levha Sektörü) son yıllarda büyük gelişim göstermiştir. Yaklaşık 300 bin kişiye doğrudan, 1 milyon insana dolaylı yönden istihdam imkanı sağlayan Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri Sektörünün büyüklüğü Mobilya sektörü ile müşterek değerlendirildiğinde ülke ekonomisine 8 milyar dolarlık bir katkısının bulunmaktadır. 2012 yılında bu alt sanayi sektörümüzün toplam levha ihracatı 800 bin m³ tür. Parasal değeri ise 250 milyon Euro dur. Ülkemizin ithalatı ise 600 bin m³ tür ülke ekonomisine getirisi 130 milyon Euro olarak gerçekleşmiştir. Sektörümüzün toplam cirosu ise iç pazar ve ihracat dahil 2.6 milyar Dolar’dır. Kurulu kapasitemiz Yonga Levha olarak yıllık 6 milyon m³ tür. Lif Levha (MDF) ise yılda 5,5 milyon m³ tür. 

2012 yılında kapasite kullanım oranları % 80-85 dolayında gerçekleşmiş ve toplam levha üretim miktarımız 8.500.000 m³ civarında olmuştur. Ülkemizde son yıllarda yapılan yeni yatırımlar ile sektörümüzdeki yatırımların toplam kapasitesi ihtiyacın üzerine çıkmıştır. Bu nedenle mevcut kapasiteler hem Türkiye pazarı için yeterli gelmekte, hem de yurt dışı pazarlara satış olanakları sunmaktadır. Sektör liderleri olan başka ülkelerde pazar aramak zorunda kalmıştır.

İnce ve düşük değerdeki endüstriyel odunu kullanan, talebi giderek artan bu alt sanayi dalı ormanlarımızın bakımı ve Orman Genel Müdürlüğü satışları açısından son derece önemlidir. Sektörümüz ağacın kesilmesinden fabrikaya getirilip işlenmesine ve nihai ürün mobilya oluncaya kadar geçen süreçte sağladığı istihdam ile ülkemizde önemli bir sanayi dalıdır. Ülkemizde Tekstil sektöründen sonra en çok kayıt dışı işçi çalıştıran sektördür. Resmi Bakanlık kayıtlarına göre sektörümüzde 32.000 çıvarında imalatçı bulunmaktadır. Kayıtlı işçi sayısı 232.000 dır. Ağaç Sanayi Sektöründe çalışan işçi sayısının 400.000 çıvarında olduğu sanılmaktadır. 

Dünyanın en pahalı odununu kullanan ülkemiz sanayicisi ihtiyacının % 65-70’ini ülkemiz ormanlarından diğer geride kalan 30-35’ini de ithalat (odun ve yonga-cips) ile karşılamaktadır. 2012 yılında 2.989.169 ton yonga ve odun ithalatı gerçekleştirilmiştir.

Sektörün hammadde yönünden sıkıntısı üretim kapasitesinin % 50 sinin Marmara Bölgesinde yoğunlaşması olmuştur. Bu bölgedeki odun kaynaklarının yetersizliği bu kapasiteyi ithal hammadde ile besleme zorunluluğu doğurmaktadır.  

Ülkemiz ormancılığını tarım ormancılığına taşımamız gerekiyor. Finlandiya’da bir tane makine giriyor bütün ağaçları kesip biçiyor. Ormancılığı onlar tarım olarak görüyorlar. 

Diğer bir sorun da nakliye. Avrupa’da 60 km sonrası bu odun bana yaramaz diyor sanayici. Bizde Antalya ve Denizliden Bursa’daki fabrikaya mal alınıyor. Örnek olarak söylüyorum odun 100 lira ise 80 lira odun nakliyesi ödenmektedir.

Orman Genel Müdürlüğümüz ham madde fiyatlarını mayıs ayında % 7-10 arasında geri çektiler. Tüm dünya odunu bizden çok daha ucuza temin etmekte.Üretim maliyetimizin % 55 ini oluşturan odunun ülkemizde pahalı oluşu ithalatı daha kolay yapılır hale getirmiş durumdadır. Bir takım kolaylıkları da toplantıda görüştük kendileri ile özellikle bu faizler konusuna çok sıcak bakıyorlar, kaldırma yönünde üzerinde çalışmaktalar. Tabi Orman Genel Müdürlüğünün kendi maliyetleri açısından çok fazla yapacağı bir şey yok. Ne kadar  fiyatları geri çekseler de Avrupa’daki bu fiyatlar ile rekabet etmemiz mümkün değil. Orman Genel Müdürlüğümüzün maliyetlerindeki tevzii (orman yönetim-araştırma-geliştirme giderleri) masrafları oldukça yüksek, bu masrafların da odunun fiyatı üzerinden kaldırması gerektiğini düşünüyoruz. Bunları siz genel bütçeden karşılamalısınız dedik.

Orman Genel Müdürlüğünün ürettiği odun içerisinde vasfı çok düşük ince odunlar (3-5 cm) lif yonga standardında bizlere satılmaktadır. Yeni bir standart çalışması yapılıp odun kalitesinin randımanların çapların mutlaka düzeltilmesi gerekmektedir.

Dernek yönetimimizle birlikte, Orman ve Su İşleri Bakanlığı-Orman Genel Müdürlüğü ile yakın temaslarımız sürmektedir. Teşkilatımız ile birlikte sürekli toplantılar ve ziyaretler yaparak sıkıntılarımızı gündeme getirmekteyiz. Kendileri sektörümüzle ve bizlerle her zaman yakinen ilgilenmekte ve sorunlarımızın çözüm noktasında bizlere yardımcı olmaktadırlar. Buradan tekrar teşekkürlerimizi sunmak istiyorum.


FON’LAR ve KDV:

Sektörümüzün en büyük problemi, ana hammaddemiz ve maliyetimizin %’50-55 ini oluşturan odun temin ve fiyatları dır. Türkiye de odun fiyatları Avrupa ya göre 2 kat, Amerika-Ukrayna-Rusya’ya göre 3-4 kat daha pahalıdır. Odun fiyatlarının yüksek olma sebebi, Orman Genel Müdürlüğünün üretim maliyetlerinin yüksekliği, satış fiyatı üzerine bulunan FON’lar dır.

 Bu FON’lar ağaçlandırma(Tahsisli satışta % 2),(İhale Satışında % 3)-Belediyelere ödenen Dellaliye (%1)-karar pulu:(%0,00569) (FON ların fiyata etkisi % 8’dir) ve %18 KDV’dir. Üretilen odunun fiyatı üzerinde % 8 FON yükü vardır. Bu oranların azaltılması ve ya kaldırılması gereklidir. Orman Genel Müdürlüğünün üretimde Tevzii masrafları(Orman Yönetimi-Araştırma-Geliştirme Giderleri) çok yüksektir. Odun fiyatının düşmesi için bu masraflar azaltılmalıdır.

Pahalı odun maliyetlerimizi dolayısıyla ihracat şansımızı azalttığı gibi, ithal odunu cazip hale getirerek ciddi döviz transferine neden olmaktadır. Bu nedenle, odunda uygulanan KDV oranının düşürülmesi, odun üzerinde olan fon yükünün kaldırılması sektörümüz açısından çok önemlidir.

Mobilya sektörünün ana hammaddesi olan sunta ve MDF’yi üretmekte ve %18 KDV ile mobilyacılara satmaktayız. Nisan/2009 tarihinde mobilya ve yan sektörlerinde KDV oranı %18’den % 8’e indirilmiş ve sektörde büyük bir hareketlenme olmuştur. Günümüzde yaşanan sektör krizini aşabilmek için dernek olarak çalışmalarımız sürecektir. Derneğimiz Yönetim Kurulu ile birlikte KDV ve FON’lar konusunda Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile görüşme ve girişimlerimiz devam etmektedir.

PAZAR:

Son yıllarda sürekli artan ithalat yerli üreticilerimizi ve iç pazarımızı sıkıntıya düşürmektedir. Gümrük Birliği anlaşması ve katılımımız sebebiyle çok rahat bir şekilde karayolu ile başta Romanya olmak üzere Avrupa ülkelerinden Yonga Levha-Lif Levha(MDF) ve Laminat Parke ithalatı yapılmaktadır. Yurt dışındaki hammadde fiyatları ve diğer girdilerin ucuz olması sebebiyle düşük maliyetlerle baş edebilmek ve rekabet şansımızı artırabilmek sektörümüz için son derece zor hale gelmiştir. Avrupalı üreticiler % 20 civarında nihai ürün fiyatlarını düştüler. Pazarımız kötü durumda ve Avrupalı üretici ülkemizi Pazar olarak görmektedir. Ülkemizin Laminat Parke ihtiyacının % 35 i ithal edilir durumdadır. Çok rahat bir şekilde karayolu ile ülkemize levha ithalatı yapılmakta.Biz tam aksine eski yılların odun ham maddesini tüketemez hale geldik. Avrupa ülkelerinden buraya ithalatın baskısı var. İç pazarda daralma var. Bir de bunun yanı sıra ihracatta da daralma var. Son Arap baharı dediğimiz bu ülkelerdeki olaylardan dolayı bir yavaşlama dönemi yaşıyoruz. Dolayısıyla sektörümüz iç piyasada daralma, ihracatta oldukça daralma ve bunun yanı sıra ham madde pahalılığından dolayı Avrupa’dan gelen baskı ile üçlü bir makas ile karşı karşıyadır. Çin’den gelen ithalatı Ekonomi bakanlığımız kontrol altına aldı ama Avrupa’dan gelen ithalata müdahale etmek çok zor. Mücadele için yaptıklarımız biraz olsun meyvelerini vermeye başlamıştır.


2012 YILI SONU İTİBARİYLE ÜRÜN ÇEŞİTLERİNE GÖRE İTHALAT-İHRACAT

Sektörün 2023 ihracat hedefine ulaşması için neler yapılmalıdır?

2023′te bütün sektörün toplamı $ 16 milyar bir taahhüdümüz var. $ 6 milyar mobilya sektörüne, $ 10 milyarı da sektörün geri kalan tamamına belirlendi. Mobilyada hiçbir sorun olacağını zannetmiyorum. Geri kalan kısmı da rekabet edebilirsek hakikaten ürettiğimizi hem içeri hem dışarı satabilirsek çok zorlanacağımızı düşünmüyorum. 2023′e çok bir zaman yok. Türkiye’nin $ 500 milyar ihracat taahhüdü var. 

Avrupalı üreticilerin kurmuş olduğu çatı kuruluş Avrupa Panel Federasyonu (EPF), üretim kapasitemizin yükselmesi sebebiyle, Türkiye’yi bünyelerinde görme düşüncesi bulunmakta ve bizleri davet etmektedirler. 

Ülke olarak cari açığımızı kapatabilmek, istihdam sağlayabilmek, sektörümüzün ihracat miktarlarını artırabilmek ve ithalatı azaltabilmek için desteğe ihtiyacımız vardır. Büyük boyutta yatırımlar yapmış ve kurumsallaşmış olan sektörümüzü daha iyiye taşıyabilmemiz için desteğe ihtiyacımız vardır.